1. Müje haylin dizer ol gamze-i fettân saf saf
Gûyiyâ cenge turur nîze-güzârân saf saf
2. Seni seyr itmek içün reh-güzer-i gül-şende
İki cânibde turur serv-i hırâmân saf saf
3. Leşger-i eşk-i firâvân ile ceng itmek içün
Gönderür mevclerin lücce-i ummân saf saf
4. Gökde efgân iderek sanma geçer hayl-i küleng
Çekilür kûyına mürgân-ı dil ü cân saf saf
5. Câmi içre göre tâ kimlere hem-zânûsın
Şekl-i sakkâda gezer dîde-i giryân saf saf
6. Ehl-i dil derd ü gamun ni‘metine müstagrak
Dizilürler keremün hânına mihmân saf saf
7. Vasf-ı kaddüñle hıram itse ‘alem gibi kalem
Leşger-i satrı çeker defter ü dîvân saf saf
8. Kûyuñ etrâfına uşşâk dizilmiş gûyâ
Harem-i Ka‘bede her cânibe erkân saf saf
9. Kadrüñi seng-i musallâda bilüp ey Bâkî
Turup el bağlayalar karşuña yârân saf saf
Nesre Çeviri ve Günümüz Türkçesi:
1. Ol gamze-i fettân saf saf müje haylin dizer. Gûyiyâ nîze-güzârân saf saf cenge turur.
Mızrak atanların saf saf şavaşmaya durması gibi o fitneci bakışlar da kirpik bölüklerini sıra sıra dizerler.
2. Serv-i hırâmân reh-güzer-i gül-şende seni seyr itmek içün iki cânibde saf saf turur.
Salınan serviler gül bahçesi yolunda seni seyretmek için iki tarafta (karşılıklı) sıra sıra dizilirler.
3. Leşger-i eşk-i firâvân ile ceng itmek içün lücce-i ummân mevclerin saf saf gönderür.
Gözyaşlarımın kalabalık askerleriyle savaşmak için engin denizler dalgalarını peş peşe göndermektedir.
4. Gökde efgân iderek hayl-i küleng geçer sanma. Mürgân-ı dil ü cân saf saf kûyına çekilür.
Gökyüzünde feryat ederek geçenler turna sürüsüdür zannetme. Can ve gönül kuşları bölük bölük senin mahallene doğru çekilmektedir.
5. Câmi içre tâ göre kimlere hem-zânûsın, dîde-i giryân şekl-i sakkâda saf saf gezer.
Cami içinde kimlerle diz dize oturduğunu görmek için ağlayan gözler saka şeklinde saflar arasında dolaşmaktadır.
6. Ehl-i dil derd ü gamun ni‘metine müstagrak; mihmân keremün hânına saf saf dizilürler.
Gönül ehli dert ve gamının nimetinde boğulmuş; misafirler senin ikramının cömert sofrasına sıra sıra dizilmişler.
7. Kalem vasf-ı kaddüñle ‘alem gibi hıram itse defter ü dîvân leşger-i satrı saf saf çeker.
Kalem senin boyunun güzelliğini vasfederek sancak gibi salınsa, defter ve divan satır askerlerini bölük bölük gönderir.
8. Uşşâk kûyuñ etrâfına, gûyâ Harem-i Ka‘bede her cânibe erkân, saf saf dizilmiş.
Âşıklar senin mahallenin etrafına, sanki Kâbe hareminde erkânın her yönde saf tutması gibi dizilmişlerdir.
9. Ey Bâkî! Yârân, kadrüñi seng-i musallâda bilüp karşuña saf saf turup el bağlayalar.
Ey Bâkî! Dostlar senin değerini musalla taşında anlayıp karşında saf tutarak el bağlasınlar.
Yorumlar
Yorum Gönder