Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz [Nâbî]

 1. Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz

Biz neşâtın da gamın da rûzgârın görmüşüz


2. Çok da magrûr olma kim meyhâne-i ikbâlde 

Biz hezârân mest-i magrûrun humârın görmüşüz


3. Top-ı âh-ı inkisâra pâydâr olmaz yine

Kişver-i câhın nice sengîn-hisârın görmüşüz


4. Bir hurûşiyle eder bin hâne-i ikbâli pest

Ehl-i derdin seyl-i eşk-i inkisârın görmüşüz


5. Bir hadeng-i can-güdâz-ı âhdır sermâyesi

Biz bu meydânın nice çâpük-süvârın görmüşüz


6. Bir gün eyler dest-beste pâygâhı câygâh

Bî-‘aded magrûr-ı sadr-ı i‘tibârın görmüşüz


7. Kâse-i deryûzeye tebdîl olur câm-ı murâd

Biz bu bezmin Nâbiyâ çok bâde-hârın görmüşüz


Günümüz Türkçesi

1. Biz dünya bahçesinin hem sonbaharını hem baharını görmüşüz. Biz neşe zamanını da gam zamanını da görmüşüz. 

2. İkbal meyhanesinde çok da mağrur olma. Biz binlerce gurur sarhoşunun sersemliğini görmüşüz.

3. Biz makam ülkesinin nice sağlam kalelerinin kırgınlık âhının topuna dayanamadığını görmüşüz.

4. Biz dert ehlinin, bir kere coşmasıyla, bin tane ikbal evini yıkan kırgınlık gözyaşları selini görmüşüz. 

5. Biz bu meyhanenin nice çabuk süvarisini görmüşüz ki sermayesi âhın can alıcı okudur.

6. Çok sayıda itibarlı makam mağrurunun bir gün el bağlar vaziyette en düşük rütbelerde yer bulduğunu görmüşüz. 

7. Ey Nâbî! Biz bu meclisin murat kadehleri dilenme çanağına dönen nice şarap içicilerini görmüşüz.

Yorumlar