Ol dem kani ki ka'be-i kûyün mekân idi

 


  1. Ol dem kani ki ka’be-i kûyün mekân idi
    Ârâmgâhı gönlümün ol âsitan idi
  2. Ol dem kani ki sebzelerin tâze tutmağa
    Ol gülsitanda yaşlarım ab-ı revân idi
  3. Ol dem kani ki sâye-i perr-i hümâ gibi
    Zıll-i zalîl-i gerd-i rehin sâyebân idi
  4. Ol dem kani ki mürg-ı dile âsitânunun
    Her kûşe-i müşerrefi bir âsümân idi
  5. Ol dem kani ki mesken idi eşiğin Cem’e
    Hayfâ ki geçti bilmedik ol hoş zemân idi

Günümüz Türkçesi:

  1. Hani o zamanlar ki senin bana Kabe gibi görünen köyünde bulunuyordum; gönlümün dinlenme yeri o yüksek makamdı.
  2. Nerede o zamanlar ki gül bahçesine benziyen yüzünün yeşilliklerini taze tutmak için göz yaşlarım akar su oluyordu.
  3. Hani o zamanlar ki geçtiğim yollardaki toprağın koyu gölgeliği, devlet kuşunun kanadının altı gibi, bana sığınak oluyordu.
  4. Nerede o zamanlar ki senin ocağının her köşesi benim gönül kuşuma şerefli bir göktü.
  5. Eşiğinin Cem’e mesken olduğu o zamanlar nerede! Ne yazık ki geçti, bilemedik; o zamanlar hoş zamanlarmış.

Yorumlar