Su Kasîdesi [Fuzûlî]

Takdim: Eski edebiyatımız Hz. Peygamber için yazılmış binlerce beyit ve müstakil eserle süslüdür. Bu edebiyatın önemli bir kısmında güzel deyince, dilber deyince, sevgili deyince neredeyse hep ilk akla gelen odur. Asr-i Saadet'te Hassan bin Sabit ve Ka'b ibni Züheyr'in kasidelerinden başlamak üzere Arap, İran ve Türk edebiyatlarında onun için nazmedilen bütün eserlerde ona duyulan özlem ve aşk dile getirilmiştir. Türk edebiyatındaki naatler arasında onu "suyun hararetle aradığı, kapısına ulaşmaya çalıştığı sevgili" olarak tasvir eden bir tanesi vardır ki asırlar boyunca zevkle okunmuş ve hâlâ da okunmaktadır. Kasidelerin 'nesîb' yahut 'teşbîb' denen başlangıç bölümlerinde, şairlerin gerek şiir sanatındaki kudretlerini göstermek, gerekse methedecekleri şahsın övgüsüne güçlü ve etkili bir üslûpla başlamaya zemin hazırlamak üzere bir tabiat yahut güzel tasviri ile başlamaları edebî bir gelenektir. Ancak bizim edebiyatımızda pek çok örneği görüldüğü üz...

Senden bilirim yok bana bir fâide ey gül [Nevres-i Kadîm]


senden bilirim yok bana bir fâide ey gül
gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül
etsem de abesdir sitem-i hâre tahammül
gül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül!

ellerle o zevk etdi ben âteşlere yandım
çektim o kadar cevr ü cefâsın ki usandım
derlerdi kabûl etmez idim, şimdi inandım
gül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül!

senden güzelim çare bana kat'-ı emeldir
etsen dahi ülfet diyemem ellerle haleldir
ağyâr ile gezsen de gücenmem ki meseldir
gül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül!

gördüm açılırken bu seher goncayı hâre
sordum n'ola bu cevr ü cefâ bülbül-i zâre
bir âh çekip hasret ile dedi ne çâre
gül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül!

bîgâne-edadır bilir ol âfeti herkes
ümmîd-i visâl eyleme andan emelin kes
beyhûde yere âh u figân eyleme nevres
gül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül...

Yorumlar