Su Kasîdesi [Fuzûlî]

Takdim: Eski edebiyatımız Hz. Peygamber için yazılmış binlerce beyit ve müstakil eserle süslüdür. Bu edebiyatın önemli bir kısmında güzel deyince, dilber deyince, sevgili deyince neredeyse hep ilk akla gelen odur. Asr-i Saadet'te Hassan bin Sabit ve Ka'b ibni Züheyr'in kasidelerinden başlamak üzere Arap, İran ve Türk edebiyatlarında onun için nazmedilen bütün eserlerde ona duyulan özlem ve aşk dile getirilmiştir. Türk edebiyatındaki naatler arasında onu "suyun hararetle aradığı, kapısına ulaşmaya çalıştığı sevgili" olarak tasvir eden bir tanesi vardır ki asırlar boyunca zevkle okunmuş ve hâlâ da okunmaktadır. Kasidelerin 'nesîb' yahut 'teşbîb' denen başlangıç bölümlerinde, şairlerin gerek şiir sanatındaki kudretlerini göstermek, gerekse methedecekleri şahsın övgüsüne güçlü ve etkili bir üslûpla başlamaya zemin hazırlamak üzere bir tabiat yahut güzel tasviri ile başlamaları edebî bir gelenektir. Ancak bizim edebiyatımızda pek çok örneği görüldüğü üz...

Nûş etmediğim dehrde peymâne mi kaldı [Kâni', Urfalı]


mef'ûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

Nûş etmediğim dehrde peymâne mi kaldı
Devretmediğim meclis-i rindâne mi kaldı

Baş vurmadığım seng-i belâ var mı cihânda
Yaslanmadığım gûşe-i gamhâne mi kaldı

Sanma beni âlemde gam-ı aşktan âzâd
Bend olmadığım kâkûl-i cânâne mi kaldı

Mecnûn gibi bir Leylâ-yı hırâmânın elinden
Post sermediğim dehrde meyhâne mi kaldı

Her şâm u seher yâre niyâz etmede Kâni'
Yüz sürmediğim mescid ü puthâne mi kaldı

Eskici Baba Kâni'

Yorumlar