Mevlid-i Şerif

Önbilgi:
Türklerin yüce peygamber Hz. Muhammed'e duydukları derin sevgi, saygı ve bağlılığın belki en güzel ifadesi olan Süleyman Çelebi'nin Mevlidi, yazıldığından günümüze, asırlar geçmesine rağmen aynı coşkuyla okunup dinlenmesi bakımından, Türk edebiyatının önde gelen şaheserlerinden biri olarak kabul edilir. Edebiyat tarihimizde çok az eser bu kadar çok okunup sevilmiş ve halka mal olmuştur. Son derece akıcı ve sade bir üslûpla nazmedılen ve asıl ismi Vesûetü'n-necât [= kurtuluş vesilesi] olan Mevlid, eskilerin "'sehl-i mürntenî" dedikleri yazılması kolay görünen fakat bir benzeri kolay kolay yazılamayan eserlerdendir. Bu yüzden olmalı, meşhur şairler tezkiresi yazarı Kastamonulu Latifi, daha XVI. yüzyılda 100 civarında "'mevlid" tespit ettiğini belirtmesine rağmen bu eserlerin önemli bir kısmı unutulmuş ve günümüze nüshaları dahi ulaşamamıştır. Bursa'da bir vaizin Hz. Muhammed'in diğer peygamberlerden bir farkı bulunmadığı konusunda bir konuşma yapması üzerine, cemaatte bulunanlardan birinin buna itiraz etmesi sonucu başlayan münakaşalara bir cevap olmak üzere Mevlid'in yazıldığı ileri sürülür. Buna göre eserin yazılış amacı, Hz. Muhammed'in en üstün ve büyük peygamber oluşunun dile getirilmesidir. Hatta Müslümanların inancına göre, Hz. İsa'nın ölmeyip göğe çekilmesi konusuna getirdiği "İsa'nın ölmeyerek göğe yol bulmasının asıl sebebi, tekrar dünyaya gelerek onun ümmetinden olmak içindi" anlamındaki:
Ölmeyüp İsa göge buldugı yol
Ümmetinden olmagiçün idi ol
yorumu daha sonra pek çok şair tarafından da kullanılmıştır. Yıldırım Bayezid'm 1402 Ankara Meydan Muharebesinden yenik düşmesi sonucu dağılan devlet bütünlüğünün tehlikeye düştüğü karışık yıllarda, insanları peygamber sevgisi etrafında toplama rolü üstlenmesi açısından eser ayrıca dikkate değer görünmektedir. Tamamı dokuz bölümden oluşan Mevlid, çok okunup çoğaltıldığından dolayı büyük ölçüde değişikliklere uğramış ve orjinal hali ile günümüzdeki metin arasında gerek hacim gerekse ifade açısından önemli bazı farklar ortaya çıkmıştır. Arnavutça, Boşnakça, Çerkesçe ve Rumcaya çevrilip okunan Mevlid'in bir de Cava diline tercümesi bulunmuştur.

MESNEVİ
(fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilün)

MEVLİD-Î MUSTAFÂ 'ALEYHİS'S-SELÂM
[Ona Selâm olsun, Mustafa'nın Mevlidi]

Allah adın zikr idelüm evvelâ
Vâcib oldur cümle işde her kula

Allah adın her kim ol evvel ana
Her işi asan ide Allah ana

Allah adı olsa her işün öni
Hergiz ebter olmaya onun sonı

Kâle'n-Nebî: "Küllü emrin zî-bâlin
lem yübde' bi'smillahi fehüve ebter"

Her nefesde Allah adın di müdâm
Allah adıyla olur her iş temam

Bir kez Allah dise 'ışk ile lisân
Dökilür cümle güneh misl-i hazân

İsm-i pâkin pâk olur zikr eyleyen
Her murada irişür Allah diyen

Işk ile gel imdi Allah diyelüm
Derd ile göz yaşı'la âh idelüm

Ola kim rahmet kıla ol pâdişâh
Ol kerîm ü ol Rahim ü ol İlâh

Yorumlar