- Nedir ey şûh bu bî-hûde gazab n'oldu sana
Meşrebin düşmen-i nâz idi aceb n'oldu sana - Virmemişsin tutalım ruhsat-ı âgûş-i visâl
Varmağa meclis-i ağyâra sebeb n'oldu sana - Câme-hâb içre bırakdun beni ey mihr-i münîr
Durmadın çâk olıcak perde-i şeb n'oldu sana - Ne girersin araya yâre niyâz itdikçe
Kanı ey girye mürâât-i edeb n'oldu sana - Oldun ey hâme-i Nâbî kati çokdan hâmûş
Bilmem ey zemzeme-pîrâ-yı tarab n'oldu sana
Günümüz Türkçesi:
- Ey cilveli, bu sebepsiz öfke nedir, n'oldu sana? Nâz düşmanıydı huyun, acaba n'oldu sana?
- Farz edelim kavuşma kucaklamasına izin vermemişsin. Senin, yabancıların meclisine varmana sebep n'oldu?
- Ey parlak güneş, gece perdesinin yırtılması [=sabah olmasını] beklemedin, beni yatak içinde bıraktın [, gittin]. N'oldu sana?
- Ey gözyaşı, yâre yalvardıkça araya girersin, edebe riayet nerede, n'oldu sana?
- Ey Nâbî'nin kalemi, çoktan sustun. Ey şenlik gürültüsünü süsleyen, bilmem n'oldu sana?
Aguş-i visal ne demek ?
YanıtlaSil