1. Ne aceb sür‘at ile geldi bu yıl mâh-ı sıyâm / Çekdi bir baş gelüp belde-i Bâgdâd’a licâmBu yıl Ramazan ayı ne şaşırtıcı bir hızla geldi! Bağdat şehrine bir baştan gelip dizginleri çekti.
2. Giceyi gündüze katmış ne şitâb ile gelür / Müjde-i ‘ıyda gider sanki mübârek ikdâm
Geceyi gündüze katarak öyle bir hızla geliyor ki, mübarek gelişli, sanki bayram müjdesini vermeye gidiyor.
3. Şöyle bir gaflet ile basdı ki tasvîr idemem / Gûyiyâ bezmi basan şahne gibi bî-hengâm
Öyle bir gafletle bastı ki, bunu tasvir edemem. Sanki eğlence meclisini ansızın basan bir zabıta gibi...
4. Kesdiler mey-gededen bade-perestân ayağın / Görüp el virdigin 'âlem-i âba eyyâm
Günlerin içki meclisine el verdiğini görünce içki düşkünleri meyhaneden ayaklarını kestiler.
5. Oturuşdı tek ü pûy-i ney ü meyden rindân / Zahidân eylediler şimdi terâvihe kıyâm
Rindler ney ve içki meclislerine koşturmayı bıraktı, zahitler ise şimdi teravih namazı için ayağa kalktı.
6. Ramazân hürmetine arkası mihrâbdadur / Cümleye itse tasaddur var şimdi imâm
İmam şimdi herkesin önüne geçse de Ramazan ayının hürmetiyle sırtı mihraba dönüktür.
7. Ehl-i keyfün kem olur hvâhişi savma zîrâ / Viremez tab'-ı sehâ-pîşesi imsâke nizâm
Keyif ehlinin oruç tutmak isteği azalır, çünkü cömertlik huyuna sahip tabiatleri, cimriliğe (tutmaya) uyum sağlayamaz.
8. Müşkil olsa ne aceb farkı melekle beşerün / Za‘f-ı imsâk ile hep buldı letâfet ecsâm
Melekle insan arasındaki farkın anlaşılması zor olsa da şaşırmamak gerek; oruç zayıflığı ile herkesin bedenine bir zarafet geldi.
9. Hoş gelür dilber-i billûr-beden vaslından / Vakt-i iftâre gelen nârgil-i sîm-endâm
İftar vakti gelen gümüş endamlı nargile; kristal bedenli güzel bir sevgilinin vuslatından daha hoş gelir.
10. Neş’e-i sofra-i bezmi viriyor hân-ı fütûr / Şerbet-i kâse olup câm-ı şarâb-ı gül-fâm
Şerbet kâsesi, gül renkli şarap kadehini andırmasıyla; iftar sofrası [içki] meclisi neşesi veriyor.
11. Şimdi germiyyet ü ülfet de cevâmi'de olur / Döndi tâhûne-i bî-âba harâbât-ı zihâm
Şimdi sıcaklık ve dostluk, artık camilerde yaşanır, kalabalık meyhaneler ise susuz bir değirmene döndü.
12. Sanma mâh-ı nev-i rûze felek ihdâ idecek / 'Iyd içün tevsen-i ikbâline bir sîm licâm
Oruç ayının hilali (Ramazan’ın yeni ayı) sanma! Gökyüzü bayram için talihinin huysuz atına gümüş bir gem hediye edecek.
13. 'Alem-i nusretine yâ eyle bir zer-i mehce / Ya ola şâtırına hançer-i zerrîn-niyâm
[O hilâli,] zafer sancağın için ya bir altın hilal yap, ya da muhafızına altın kınlı bir hançer olsun.
14. Âsumân-pâye Ferîdûn-haşem Ahmed Paşa / Olsa şâyeste silâhşöri olurdı Behrâm
Mertebesi gök, hizmetçisi Feridun [olan] Ahmed Paşa! Behram silahşoru olsa yakışırdı.
15. Hâtem-i bezm-i sehâ saf-şiken rûz-ı vegâ / Âb-rûy-ı vüzerâ Âsaf-ı mergûb-ı enâm
16. Nükte cem' olmadığına dü cihânun bu yiter / Ger olaydı ikisin birden iderdi en'âm
17. Kûhlar lerziş-i bîmi ile bahr-i sîm-âb / Nice tâb-âver olur satvetine Rüstem ü Sâm
18. Cevelân itse olur fikr-i sebük-pervâzı / Nice müşkil ise âğâzdan evvel encâm
19 Fehm ile dikkat olınsa her iki tedbîre / Bulunur cümle bunun pûhte Âristo'nun hâm
20. Şîve-i lutf ile üslûb-ı hakîmâne ile / Ne Aristo ki Felâtünları eyler ilzâm
21. Rütbe-i câhına nisbet felegün rütbesi pest / Rütbe-i kadrine kûtâh kemend-i evhâm
22. Olmasa dâ'ire-i haşmetine teng eğer / Nüh felek idi tokuz kubbeli bir çetr-i benâm
23. Âb-ı ihsânı mecârî-i merâme cârî / Devr-i 'adlinde suyın buldı medâr-ı eyyâm
24. Pâsbân-ı reme-i halk olalı insâfı / Gürg ile eylediler 'akd-ı uhuvvet ağnâm
25. Âşiyân-sâz-ı zuyûr olalı 'adl ü dâdı / Gider âmîziş içün lâne-i şâhîne hümâm
26. Dest-gîr-i keremle komadı üftâde / Pây-ı dildâre meğer dil-şüdegân-ı nâ-kâm
27. Kaldılar ğamze-i hûbân dahi te'sîrinden / Fitneyi eyledi 'ahdinde o rütbe i'dâm
28 Zu'afa var mı nevâlî ile hep kuvvetlü / İde bî-tâb meğer âdemi idmân-ı siyâm
29. Dâverâ midhat ü evsâfuna pâyân olmaz / Nite kim derd ü gam-ı bendene yokdur encâm
30. Lîk hengâmı değil 'arz ideyim tafsîlin / İderim hazrete inhâ hele gelsün bayram
31. Fâris-i arsa-i irfân geçinürken şimdi / Yirlere urdı beni tevsen-i baht-ı bed-râm
İrfan meydanının süvarisi geçinirken şimdi talihimin dik başlı atı beni yere vurdu.
32. Lâkin ümmîdim odur râyiz-i lutf ü keremün / Çıka ol kâfire bir keskin üzengiyle tamâm
33. Olsa bir kerre eger elde inân-ı fikrim / Saff-ı mazmûna göreydik nice olur ikdâm
Eğer bir kez fikrimin dizginleri elimde olsa, mazmun [ordusunun] safına nasıl dalınacağını görürdük.
34. Hele kalsun bu şikâyet varak-ı dîgerdir / Hem ider ma‘ni-i nâ-kerde murâdı îhâm
Neyse, bu şikâyet burada kalsın, başka bir sayfanın konusudur. Zaten dile getirilmemiş mana, dileği ima eder.
35. İtme ıtnâb ile tasdî‘ vakt-i nâzikdir / Râgıbâ şimdi ki hengâm-ı du‘âdır hengâm
Uzun uzadıya konuşup baş ağrıtma, çünkü nazik bir vakittir. Ey Ragıb, şu an dua vaktidir.
36. Rûzı nev-rûz u şebi kadr ü sabâsı ola ıyd / Tâ ta‘âkub ide ‘âlemde şühûr u a‘vâm
Dünyada aylar ve yıllar birbirini takip ettikçe; her günü nevruz, her gecesi Kadir ve her sabahı bayram olsun.
Yorumlar
Yorum Gönder