Su Kasîdesi [Fuzûlî]

Takdim: Eski edebiyatımız Hz. Peygamber için yazılmış binlerce beyit ve müstakil eserle süslüdür. Bu edebiyatın önemli bir kısmında güzel deyince, dilber deyince, sevgili deyince neredeyse hep ilk akla gelen odur. Asr-i Saadet'te Hassan bin Sabit ve Ka'b ibni Züheyr'in kasidelerinden başlamak üzere Arap, İran ve Türk edebiyatlarında onun için nazmedilen bütün eserlerde ona duyulan özlem ve aşk dile getirilmiştir. Türk edebiyatındaki naatler arasında onu "suyun hararetle aradığı, kapısına ulaşmaya çalıştığı sevgili" olarak tasvir eden bir tanesi vardır ki asırlar boyunca zevkle okunmuş ve hâlâ da okunmaktadır. Kasidelerin 'nesîb' yahut 'teşbîb' denen başlangıç bölümlerinde, şairlerin gerek şiir sanatındaki kudretlerini göstermek, gerekse methedecekleri şahsın övgüsüne güçlü ve etkili bir üslûpla başlamaya zemin hazırlamak üzere bir tabiat yahut güzel tasviri ile başlamaları edebî bir gelenektir. Ancak bizim edebiyatımızda pek çok örneği görüldüğü üz...

Zann itme gülde jâle-i terdür varak varak [Bosnalı Sâbit]


1. Zann itme gülde jâle-i terdür varak varak
Çatlatdı goncayı göbeğinden çıkar arak

2. Kabına sığmıyor mey-i nâbunda cûşı var
Fasl-ı bahâra kalmaz atar bir yana kapak

3. Bir tu dimekle la‘l-i melâhat-nisâr-ı yâr
Hep tuzlı balgam oldı rakîbün yüzine bak

4. Heyhat mülk-i dil kala ey mirzâ masûn
Ebrûlarun orak ola gamzen yaman sadak

5. Sâbit hezâra gül yine meydân ider gibi
Her kıt‘a gülbüni degenek dökdi bir kucak  

Nesre Çeviri:

1a. Gülde varak varak jâle-i terdür  zann itme. Goncayı göbeğinden çatlatdı, arak çıkar.

1b. Gülde jâle-i terdür  zann itme. Goncayı göbeğinden çatlatdı, varak varak arak çıkar.

2. Mey-i nâbun da cûşı var, kabına sığmıyor. Fasl-ı bahâra kalmaz bir yana kapak atar.

3. Rakîbün yüzine bak! La‘l-i melâhat-nisâr-ı yâr bir tu dimekle, hep tuzlı balgam oldı.

4. Ey mirzâ, ebrûlarun orak gamzen yaman sadak ola  mülk-i dil masûn kala... Heyhat!

5. Sâbit, gül yine hezâra meydân ider gibi her kıt‘a gülbüni  bir kucak degenek dökdi.

Günümüz Türkçesi:

1. Gülde yaprak yaprak ıslak çiğler olduğunu sanma. [O,] goncayı çatlattı, [bu yüzden] göbeğinden ter çıkmaktadır.

2. Saf şarabında coşkusu var, [bu yüzden] kabına sığmıyor. İlkbahar mevsimine kalmaz, bir yana kapak atar. [yani baharı beklemeden gül veya şarap sürahisinin kapağı açılır.]

3. Rakîbin yüzüne bak! Sevgilinin güzellik [milh: tuz] saçan dudağının bir "tu" demesiyle [rakîbin yüzü] hep tuzlu balgam oldu.

4. Ey bey oğlu! Kaşları orak, bakışın yaman bir okluk olsun [ve buna rağmen] gönül ülkesi güvende bulunsun... Heyhât! [Böyle bir şey mümkün mü?]

5. Sâbit! Gül yine bülbüle meydan okur gibi, her gül ocağı bölüğü bir kucak [dolusu] değenek döktü.

Yorumlar