Nesre çeviri:
1. Hilâl, evvel-i ‘îdde gûyâ ser-i ‘ayn oldı. Yâ ramazân âhırına dâl olmış nûndur.
2. Ey sâkî, vakt-i gül mevsim-i ‘îd irdi, meded! Gül gibi destüñe câm al, gurre misâl görelüm.
3. Hûblar cilve kılup ayak dîvânı oldı, tâ kim ‘ışk sultânına ‘arz-ı cemâl ideler.
4. Deve tâbânı ile yine yan basdılar, olsun. Üştür-i mest-i surâhî gamı pâ-mâl itsün.
5. Za‘f-ı hicrân ten-i bîmârı salıncag itdi. Ey şûh dahi sînemi teşrîfe mecâl yok mı?
6. Pîr-i harâbât gibi ehl-i kemâl görmedüm. Ayagın yuyup suyunı içürsem lâyıkdur.
7. Nâdiriyâ, o meh dest-bûsını dirîg itdi. Devlet el virmedi, ahvâl gâyetde mükedder.
Günümüz Türkçesi:
1. Hilal, bayramın [= bayram kelimesinin] başındaki ayın (ع) [harfi] oldu. Veya Ramazân [ayının ve kelimesinin] sonuna işaret eden nûn (ن) [harfi]dir.
2. Ey Sâkî! Gül vakti, bayram mevsimi geldi, yetiş! Gül gibi eline kadeh al, yeni doğan ay misâli görelim.
3. Aşk sultanına güzelliklerini arz etmek için, güzeller ortaya çıktı, [ve böylece] ayak divanı oldu.
4. Deve tabanı [kadehi] ile yine yan bastılar, olsun. Sürahinin sarhoş devesi [= Sarhoş bir deveyi andıran sürahi] gamı ayağı altında çiğnesin.
5. Ayrılık zaafiyeti hasta bedeni salıncağa çevirdi, (salıncak gibi sallanmakta, güçlükle ayakta durmakta). Ey cilveli [güzel], hâlâ sinemi teşrif etmene imkân yok mu?
6. Meyhâne piri gibi kemâl ehli görmedim. Ayağını yıkayıp suyunu içirsem revâdır.
7. Ey Nâdirî! O ay [gibi parlak yüzlü güzel], el öptürmeyi esirgedi. Talih el vermedi (=yardım etmedi), ahvâl[im] gayet kederlidir.
Günümüz Türkçesi: Müddeî
Yorumlar
Yorum Gönder