Hâsılım yok ser-i kûyunda belâdan gayrı

Hâsılım yok ser-i kûyunda belâdan gayrı
Garâzım yok reh-i aşkında fenâdan gayrı

Ney-i bezm-i gamem ey âh ne bulsan yele ver
Oda yanmış kuru cismimde hevâdan gayrı

Perde çek çehreme hicrân günü ey kanlı sirîşk
Ki gözüm görmeye ol mâh-likâdan gayrı

Yetti bî-kesliğim ol gâyete kim çevremde
Kimse yok çizgine girdâb-ı belâdan gayrı

Ne yanar kimse bana âteş-i dîlden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı

Bozma ey mevc gözüm yaşı habâbın ki bu seyl
Koymadı hiç imâret bu binâdan gayrı

Bezm-i aşk içre Fuzûlî nice âh eylemeyem
Ne temettu' bulunur neyde sadâdan gayrı

Günümüz Türkçesi:
1 – Senin yanında belâdan başka elde ettiğim şey ve aşkının yolunda fâni olmaktan başka beslediğim niyet yoktur.
2 – Ey ay gibi güzel olan sevgilim! Ben gam meclisinin bir neyiyim; ateşe yanmış (ateşte kavrulmuş) kuru bedenimde arzundan, aşktan başka ne bulursan yele ver.
3 – Ey kanlı gözyaşı! Ayrılık gününde yüzümü perdele ki gözüm o ay yüzlüden (ayrıldıktan sonra) ondan başka kimseyi ve başka şeyi görmesin.
4 – Kimsesizliğim o dereceye vardı ki, etrafımda belâ girdabından başka dönüp dolaşan yok.
5 – Bana, ne gönlümün ateşinden başka kimse yanar, ne de sabah rüzgârından başka kimse kapımı açar!
6 – Ey dalga! Gözyaşımım kabarcığını bozma ki bu sel (gözyaşı seli), bu binadan başka sağlam yapı bırakmadı.
7 – Ey Fuzûlî! Aşk meclisinde nasıl âh etmiyeyim ki bende, kazanç olarak, feryattan başka ne bulunabilir…

Günümüz Türkçesi: N. Halil Onan

Yorumlar