Bir devlet içün çarha temennâdan usandık


Bir devlet içün çarha temennâdan usandık
Bir vasl içün ağyâra müdârâdan usandık

Hicrân çekerek zevk-i mülâkâtı unutduk
Mahmûr olarak lezzet-i sahbâdan usandık

Düştük katı çokdan heves-i devlete ammâ
Ol dâ’iye-i dağdağa-fermâdan usandık

Dil gamla dahi dest ü girîbândan usanmaz
Bir yâr içün ağyâr ile gavgâdan usandık

Nâbî ile ol âfetin ahvâlini nakl et
Efsâne-i Mecnûn ile Leylâ’dan usandık
Günümüz Türkçesi
1 Bir saadet, bir yüksek mevki için feleğe yalvarmaktan ve bir sevgili için, başkalarının rakiplerin yüzüne gülmekten ve onlara minnet etmekten usandık.
2 Ayrılık çeke çeke sevgili ile buluşup görüşmenin zevkini unuttuk; Sarhoşluk mahmurluğunun baş ağrılarını çeke çeke de şarabın tadından usandık.
3 Saadet ve itibar hevesine düşmemiz çok eskidendi; o huzursuzluk veren arzudan o dâvadan da usandık.
4 Gönül, gamla didişip uğraşmaktan bile usanmaz ama, bir sevgili için şununla bununla çekişmekten usandık.
5 Bize Nâbî'nin o âfetle olan macerasını anlat; Leylâ ile Mecnun masalından bıktık artık...

Yorumlar